Baltıklar ısınacak - Yemek Tarifleri

Türkiye’nin terörle uğraş ve güvenlik çerçevesinde kabul ettirdiği 10 unsurluk muhtıra sonrasında, İsveç ve Finlandiya NATO’ya üyelik yolunda davet aldı. İki ülkenin kaideleri yerine getirmeleri halinde, 1949 yılında kurulan İttifak, 32 devletli bir yapıya kavuşacak. Gelişme, kuzeydeki jeopolitik hatta değerli değişimleri beraberinde getirecek. NATO’nun sonları Soğuk Savaş’ta dahi ulaşamadığı bir seviyeye çıkacak. Bu değişimler ortasında en dikkat çekeni, Finlandiya’nın NATO’ya tam üyeliğe hak kazanması halinde güvenlik ittifakının uzunluğunun 1300 kilometre daha uzayacak olması. İki ülkenin üyeliğinin Soğuk Savaş 2.0’ı başlatması da işten değil.

1300 KM’LİK SINIR

Bugüne kadar tarafsızlık doktrini izleyen Finlandiya, NATO’nun direkt tehdit diye nitelendirdiği Rusya ile 1300 km’lik bir sonu paylaşıyor. Bu da Helsinki’nin muhtemel üyeliğinde Rusya’nın bugüne kadar geri planda bıraktığı İskandinav sona güvenlik tedbirlerini artırması manasına gelecek. Bu tıpkı vakitte Moskova için daha fazla savunma harcaması ve ordunun yapılanmasında kritik değişiklikler yapılmasını beraberinde getirecek. Fin ordusunun Rusya’nın 2014’te Kırım’ı işgalinden beri NATO ile işbirliğini artırdığı biliniyor. O denli ki üyelik durumunda kısa müddette NATO standartlarına ahenk sağlayabileceği öngörülüyor. 1300 km’lik hudut, global jeopolitiğin yeni tansiyon noktalarından biri olabilir.

73 YIL SONRA BİR İLK

İsveç ve Finlandiya’nın muhtemel üyeliklerinin bir değerli tesiri de Güvenlik İttifakı’nın Soğuk Savaş’ta bile temin edemediği, Avrupa kıtasının en kuzeyinden en güneyine tamamını kapsamasının önünü açacak olması. İttifakın kuruluşundan yaklaşık 73 yıl sonra, Avrupa’nın tamamı Kuzey Buz Denizi’nden Akdeniz’e NATO’nun güvenlik şemsiyesine girmiş olacak.

BALTIK DENİZİ MOSKOVA’YA KAPANABİLİR

Rusya’nın 2014’ten bugüne Ukrayna’yı maksat alan taarruzların temel hedeflerinden birinin Karadeniz kıyı şeridinde hakimiyet sağlamak olduğu biliniyor. Fakat 24 Şubat’ta başlayan Rus işgali, Moskova için Karadeniz’de daha fazla etkiyi amaçlarken, Baltık Denizi’nden büsbütün soyutlanma sonucunu doğurabilir. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olması durumunda, Rusya’nın Baltıklardaki tek toprağı Kaliningrad, büsbütün NATO ülkeleriyle çevrelenecekken, Baltık Denizi de adeta bir NATO gölüne dönüşecek. Bu da Rusya’nın bölgede askeri faaliyetleri ve tesirini darbe indirecek bir jeopolitik durumun ortaya çıkması sonucunu doğurabilir.

SOĞUK SAVAŞ 2.0’I TETİKLEYEBİLİR

İsveç ve Finlandiya’nın mümkün üyelikleriyle ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçlar, Rusya’nın askeri ve siyasi önceliklerinde doruktan tırnağa bir dönüşümü gerçekleştireceği söylenebilir. Moskova, Kuzey Denizi dahil olmak üzere Baltık Denizi’nde daha fazla güç bulundurmak zorunda kalırken, tehdit algısının boyutu da büyüyecek. Bu da Moskova ile Batılı ülkeler ortasındaki tansiyonun büyümesine ve Rusya’nın Çin ile askeri işbirliğini artırmasına sebep olabilir. Moskova ve Pekin’in askeri olarak yakınlaşması ve NATO’nun genişlemesi, Soğuk Savaş 2.0’ı tetikleyebilir.

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et