Maçta ikinci yarı başlarken, birinci devredeki oyunu ve gol yollarındaki etkisizliği açıklamaya çalışan yorumcular bile durumu anlatmakta zorlandılar. Kağıt üzerinde taraftar desen, dönemin birinci iç saha maçında statta boş koltuk bırakmadan tribünleri dolduran taraftar; yer dersen gözleri kamaştıran bir çim; sıcaklık desen mevsime nazaran pek yeterli sayılabilecek bir hava vardı. Rakip de geçen dönem düşme sınırından son haftalarda kurtulan Giresunspor olunca yeni transferleri dünya gözüyle görmek için stada koşan taraftarların beklentisi hoş futbol ve farklı galibiyetti. Olmadı.
EKSiKLER GiDERiLEMEDi
İlk yarıda tüm sınırlarıyla kapanan Giresun karşısında hareketli, lakin yetersiz bir futbol vardı. Yüklü olarak Giresun alanına yığılan oyun, yapılan 17 ortanın hiçbiri hakikat final vuruşlarıyla tamamlanamayınca gol sesi vermedi. Akılda kalan tek an, Sergio Oliveira’nın kullandığı hür vuruşta direkten dönen toptu. Yapılan tüm transferlere karşın geçen dönemin iki eksik mevkisinde, oyunu yönetecek oyun kurucu ve son vuruşları yapacak santrfor konusunda hâlâ tahlil bulunamadığı ortadaydı.
GEÇEN YILKi MAÇIN TEKRARI
Giresunspor da değişen takımına karşın, geçen dönem ligde kalmasını sağlayan birebir oyununu devam ettirmeye çalıştı. Hakan Keleş’in grubu geçen dönem bu statta 1-0 kazandıkları maçın benzerini oynadı. Birinci yarıda daha çok kendi alanlarında kabul ettikleri oyunu, ikinci yarıda konut sahibi grubun kalesine yanlışsız yaymaya çalıştılar. Yakaladıkları tek durumda da Abdülkerim’in yanılgısını affetmeyerek golü Borja Sainz’la buldular.
DEĞiŞiKLiKLER iŞE YARAMADI
Okan Buruk’un ne ikinci yarı başlarken oyuna aldığı Gomis ne ilerleyen dakikalarda soktuğu Torreira ne ısınmaya gittiği andan bile alkışlarla karşılanan Mertens ne de genç Hamza Akman müdahaleleri beklenen değişikliği getirmedi. Bu şok yenilgi Galatasaray’ın transfer periyodu bitmeden neden bir santrfor arayışında olduğunu ortaya koydu.