T24 Dış Haberler
McKinsey Sıhhat Enstitüsü tarafından 10 Avrupa ülkesi ortasında gerilim üzerine yapılan araştırmada, Türkiye’deki Z Jenerasyonu gençlerinin global iklim krizi ve Ukrayna’daki savaş konusunda öbür ülkelerdeki yaşıtlarından daha gerilimli olduğu görüldü.
McKinsey Sıhhat Enstitüsü (MHI), ortalarında Türkiye’nin de bulunduğu 10 Avrupa ülkesinde, yaşları 18 ila 24 ortasında olan Z nesli temsilcisi 6 binden fazla gençle görüştü. Araştırma kapsamında karşılaştırma yapabilmek için öteki yaş nesillerinden 4 binin üzerinde iştirakçi da ankete dahil edildi. Global ısınma, Ukrayna’da yaşanan savaş ve gerek ferdi gerekse toplumsal ölçekte ötekileştirme üzere gerilim yaratan hususlarının; Z nesli gençlerini nasıl etkilediğini ortaya koyan araştırmanın sonuçları, bir makaleyle yayımlandı.
Ankete katılan Z jenerasyonu temsilcilerinin yüzde 25’i akıl sıhhatinin son 3 yıl içinde daha berbata gittiğini söz etti. Ukrayna’daki savaş ve global ısınma mevzuları, bu gençler için pandeminin yarattığından daha fazla gerilime neden oluyor.
Türkiye hem global iklim değişimi hem de Ukrayna’daki savaş bahislerinde, gençlerin en yüksek oranda gerilim belirttiği ülke olarak öne çıktı. 10 ülkeden iştirakçiler ortasında global iklim krizi konusunda yüksek gerilim hissettiğini bildirenler ortasında ortalama yüzde 47 iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 68 sularında olduğu görüldü.
Türkiye’de 18-24 yaş ortası gençlerin, Ukrayna’daki savaştan da en çok gerilim duyan küme olduğu görüldü. Türkiye’den ankete katılanların yüzde 51’i Ukrayna’daki savaş sebebiyle yüksek gerilim duyduklarını belirtti. Ankette ise bu ortalama yüzde 41’de kaldı.
Diğer nesillere nazaran Z jenerasyonu tıpkı vakitte yaşadığı meşakkatleri ailesi, bir arkadaşı ya da bir terapist ile konuşmak konusunda daha rahat olduğunu belirtiyor. Ankete Türkiye’den katılan gençler, bu mevzuda da en yüksek oranları bildiriyor. Türkiye anketin bu kısmında her kategoride en yüksek oranları bildiren ülke oldu.
Ankete nazaran Z Jenerasyonu Türk gençlerin yüzde 67’si arkadaşlarıyla, yüzde 59’u tabip yahut terapistiyle, yüzde 49’u aile mensubuyla, yüzde 43’ü meslektaşlarıyla, yüzde 25’i müdürüyle, yüzde 30’u ise din insanlarıyla akıl sıhhati konusunda konuşabildiğini söylüyor.
Zihinsel, fizikî, ruhsal ve toplumsal olmak üzere sıhhatin 4 boyutuna ait kıymetlendirme yapılması istenen iştirakçilerin beşte biri, zihin sıhhatini makûs ya da çok berbat olarak tanımlıyor.
